0

gerçek kesit

anne: -napıyon
çocuk: -nurla konuşuyorum (kuzenim)
anne: -ne diyo
çocuk:- yarın cumhuriyet yürüyüşüne gelecen mi diye soruyor
anne: -ayol ne işiniz var orda hem yarın işimiz var bizim
çocuk:- ne işi
anne: -temizlik yapcaz
çocuk: -cumhuriyet diyom temizlik diyon laiklik diyom tozbezi yürüyüş diyom camları sil diyon diyon da diyon ne bu bee
anne : -işimiz var işimiz mırıfjfdşghihiijjjf.....

az önce başıma geldi taze taze bildiriyorum
0

sen de

ben yazı yazmayı bilmem
harfi büyük yazmayı
nokta virgül koymayı
susmayı konuşmayı
durmayı duraklamayı
duraklamayı
duraklamayı ve durmayı

sen de öğrenme
sen de
öğrenme
0

trip trip trip

geçen gün gamzeyle kaset dinlediğimiz zamanları özlediğimizi farkettik ,her albümü heryerde bulamadığımız zamanları ,gidip akmardan çekme kaset almalarımızı :D doldurulmuş kasetlerde şarkının yarısının kasetin öteki yüzünde olmasını stabilo kalemlerle pil bitmesin diye kaset sarmayı,müziğin pil biterken yavaşlayıp komik bir hal almasını , bozulan kaset bantlarını, kasetçaları sarmasını ,heyecanla beklenen , ertesi gün her kelimesi notası konuşulmak üzere ezberlenen ve ebeveynden gizli gizli dinlenen gece radya programlarını ,o programlardan dj in konuşmalarıyla birlikte çekilen spesiyal kasetleri ,bulunan her türlü kasedin üzerine şarkı çekilerek değerlenmesini, bölük pörçük asla yarısı bilinmeyen adı duyulmayan şarkıları ,biriktirilen müzik yazılarını, dergileri,özenle boyanan el yapımı kaset kapaklarını herşeyi herşeyi özledim müzik üzerine olan hevesim çok başkaymış o zamanlar


ps: suluboyayı yaradan tanrıya şükürler olsun
0

ali poyrazoğlu

"Şunları bir araya toplayayım.
Bir güzel muhabbet edelim" diye düşündüm.
Mutfak işinden de anlarım.
Donattım sofrayı.
Bayağı uğraştım.
Hepsinin, ayrı ayrı ne yemekten,
ne içmekten hoşlandığını iyi bilirim.
Bayağı da para gitti.
Birinin yediğini öbürü yemez.
Ötekinin içtiğini beriki içmez.
Dört kişilik sofra kurdum.
Mumları da yaktım. Bak hepsi, Erick Satie severdi.
Hatırladım.

Müziği de ayarladım. Geldiler.
20 yaşımda ben,
34 yaşımda ben,
38 yaşımda ben
ve bugünkü ben dördümüz.

Birden yirmi yaşımı, otuz beş yaşımın karşısına oturttum.
Kırk yaşımın karşısına da, ben geçtim.
Yirmi yaşım, otuz beş yaşımı tutucu buldu.
Kırk yaşım ikisinin de salak olduğunu söyledi.
Yatıştırayım dedim.
"Sen karışma moruk" dediler. Büyük hır çıktı.
Komşular alttan üstten duvarlara vurdular.
Yirmi yaşım kırk yaşıma bardak attı.
Evin de içine ettiler. Bende kabahat.
Ne çağırıyorsun tanımadığın insanları evine.

Ömür dediğin üç gündür,
dün geldi geçti yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür,
o da bugündür..